Dünya Çevre Gününün Düşündürdükleri

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Dünyamızda çevre sorunları artarak sürerken, insanoğlunun yaşamını tehdit eden en büyük tehlike olmayı da sürdürmektedir.Bu nedenle çevre sorunları tüm dünya ülkelerince küresel bir tehdit olarak algılanırken, çözümünün ise ülkelerin ortak gayretini gerektirmektedir.

Dünyamızı ve geleceğimizi tehdit eden boyuttaki çevre sorunları,bu özelliği nedeniyle de ülkelerin sadece kendi halklarını korumak değil, tüm insanlığı; yaşanan ve olası yaşanacak tehlikelerden korunmasını önleyecek önlemler alma sorumluluğu almasını da gerekli kılmaktadır.

Doğa üzerindeki kaynakların kalıcı değil tükenebilir olduğu bilinç ve sorumluluğunda hareketle, doğayla uyum içinde yaşama gerekliliğini unutmamak gerekmektedir. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma politikalarını benimsemek, desteklemek ve uygulamak; çevreyi kirletici projelerin uygulanmasını önlemek, günlük hayatta alınabilecek küçük tedbirlerle çevre kirliliğiyle mücadele etmek; gelecek nesillere yaşanabilir, yeşil ve temiz bir dünya bırakmanın en önemli adımları olacaktır.

Kyoto Protokolü'ne imza koyanlarla diğer uluslararası sözleşmelere taraf olanlar anavatan Türkiye’mizle birlikte; tanınmamış bir ülke olsak da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak dünyada çevre konusundaki alınan ,alınması gereken çevreyi azami düzeyde korumayı gerektiren tedbirlerin ülkemizde de mutlaka almamız gerektiğine inanmaktayım.

Bu bağlamda gerekli önlemleri almak insanımızın çevre duyarlılığını artırmak için Hükümet başta olmak üzere kurum, kuruluş, siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve sendikaların işbirliği içinde sorumlulukların yerine getirilmesi artırılması, gerekli önlemlerin alınması ve ülkelerarası işbirliğinden kaynaklanan sorumluluklarının yerine getirilmesi konusundaki kararlılığın ortaya koyması gerekmektedir.

Halkımızın ve gelecek nesillerimizin refah ve sağlığı için temel önceliğimiz, küresel ısınma, çölleşme, kuraklık gibi etkilerini yoğun şekilde hissettiğimiz çevre sorunlarıyla mücadele etmek olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, temiz bir çevre, gelecek kuşaklara bırakacağımız en değerli miras olacaktır.

Çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere toplumumuzun çevre konusunda hem örgün hem yaygın ortamlarda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Çevre konusunda çevre örgütlerimizle çevreye duyarlı, halkımızın, tüm toplum katmanlarının çalışmalarını, çevreye zarar vereceği tartışılamaz bir gerçek olan petrol dolum tesisi, taşocakları ve bu gibi uygulama girişimlerine karşı haklı tepkilerinin yerinde olduğunu kimse inkar edemez. Vatan toprağımızın, yeriyle, gökyüzüyle, denizi, taşı toprağı, ormanı ile tüm unsurlarını koruyup, sahip çıkmak her yurttaşın vatanseverlik bilincinin en başında gelmelidir.

Çevre duyarlılığı ile yapılan başarılı çalışma ve uyarı ve tenkitleri yurttaşlık bilinci çerçevesinde değerlendirmek gerekir.Ülkeyi idare edenlerin çevrenin korunması için çağdaş ,plan ve projeler hazırlayıp uygulamaya koyması kaçınılmazdır.

Sivil toplum örgütlerimizin, sendikalarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarımızın; yurttaşların çevre konusundaki duyarlılığını artırıcı girişimler yapması, medyamızın bu konuda halkımızı bilinçlendirici yayın ve programlara daha bir ağırlık vermesi vazgeçilmezimiz olmalıdır.

Çevreyi kirletmenin, doğanın endemik yapısını yok etme uygulamalarının kendi varlığımızı, hem dünya insanlığının yaşamını yok etmek anlamına geleceğini unutmamak gerektiğini akıldan çıkarmamalıyız. Amacı ve getirisi ne olursa olsun, hükümetlerin, şirket ve iş adamlarının çevreyi yok edici yatırımlar yapma hakları olmadığı düşüncesindeyim.

Ülkemizde yapılan, yapılması planlanan yatırımların insanın sağlık içinde yaşamasını sağlayıcı odaklı olması kaçınılmaz bir gereksinimdir.
 
Üst