ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

ATAD kararı açıklandıktan sonra bazı felaket dellalları ne yazık ki bir santim önlerini göremeyecek kadar miyop oldukları halde, davanın sonucu hakkında ahkâm kesmeye ve olumsuz görüşler ortaya atmaya çalışıyorlar.

Neymiş, devlet tapu verdiği için çok büyük hata yapmış mış!

Yani Güney’de Rum idaresi kestiği kestik, biçtiği biçtik politika sürdürürken, Kuzey’deki hükümetin Rum mallarına dokundurmadan hayatın devamını sağlaması gerekiyor muş!

Bu kafada olanlar ve bir santim önlerini göremeyecek kadar acizlik içindeyseler, ortalıkta arzıendam edip yorum yapmaları rezillik değil de nedir? Yani bu kişiler, kendi kendilerini rezil etme hevesinde iseler, bizim onlara söyleyecek bir sözümüz olmaz mı?

Önce şu hususu kimsenin unutmaması gerekir. 20 Temmuz 1974 sonrası Kıbrıs’ta gelişen olaylar, iki halkın anlaşmalarla iki ayrı yerde toplanması gerçeğidir.

Kuzey Kıbrıs’ta yaşam sürdürmeyi tercih eden binlerce Güney göçmeni Türk kardeşimiz, Kuzey’e geçmek için her şeyi göze alırken, onlara hayatlarını sürdürmeleri için Kuzey’deki idarenin sahip çıkması ve onları rehabilite etmesinden daha doğal ne olabilirdi ki?

Hele 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmaları hayata geçmiş olsa, bu gün tapu verme olayını tenkit edenlerin neyi bahane edeceklerini de merak ediyorum.

Kuzey’e geçen ve hayatını burada sürdürmeye karar veren 120 bin insanın, evinden, malından yoksun olarak hayat sürdürmesi mümkün olur muydu?

Yani Güney’e geçen Rumlar hayatlarını sıkıntı çekmeden sürdürmenin keyfini yaşarken, Kuzey’de yaşayan halkımızın yokluk içinde var olması mümkün müydü?

Peki Güney Kıbrıs Rum İdaresi, Türk mallarını keyfine göre istimlak ederken, yollar, göletler, apartmanlar ve hava alanları inşa ederken, Rum halkının yaşamını kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa yaparken, Kuzey’deki Türk idaresinin Rum malıdır diye, el sürmemesi halinde halkımızın var olma imkanını nasıl sağlayabilirdi ki?

Ohalde, Güney’de Rum İdaresi kendi halkının huzuru, güvenliği ve refahı içi Türk mallarını istimlâk etme hakkına sahip olduğuna göre, Kuzey’deki Türk İdaresinin de kendi halkının, huzuru, güvenliği ve refahı için Rum mallarını istimlâk etmekten başka çaresi var mıydı?

1977’de yürürlüğe konan İTEM Yasası, sözünü ettiğimiz istimlâk olayını doğrular nitelikte bir yasa değil de nedir?

Ohalde bu gün bazı çevrelerin merakla takip ettiği Orams Davası, bir istimlâk olayının ta kendisi değil de nedir? .

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var olduğu sürece, ATAD tarafından alınan karar da KKTC devletinin istimlâk hakkına takılıp kalmaktan başka bir sonuç getirmeyecektir.

Bu gün Sn. Talat ve Dimitris Hristofyas arasında sürdürülen görüşmelerin amacı, iki kurucu devletin varlığı, siyasi eşitliğin söz konusu olacağı ve anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü devam edeceği temelinde ise, Orams davasından kuşku duymamıza ne gerek var ki?

İki kurucu devletin ayni hak ve yetkilere sahip olduğunu perçinleyen husus, Kuzey’de ve Güney’de yaşanan istimlâk olaylarıdır.

Siyasi eşitliğin ve kurucu ortak iki devletin temeli de ancak böyle atılabilir.

ATAD tarafından alınan karar, bize göre ırkçılığın, rezilliğin ve iki halk arasına konan uzaktan kumandalı bir bombadan başka bir şey değildir.

Bilmem anlatabildim mi?

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Kesinlikle çok iyi anlattınız, efendim.

Çözümsüzlük için gereken herşey rum tarafından birer birer icat ediliyor. AB de bunun için gereken zemini kuruyor.

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Bizim Aickgoz gecinen insanlara soyle

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Hatanın bizi bağladığı zincirin herhangi bir halkasından bahsedip üzülüyoruz.Aslında düşünmemiz gereken rumun nasıl ab ülkesi olduğudur.Sözde tamamı kendi toprağı sayılan bir ülke siyasi hakimiyetini ve bütünlüğünü elde tutamamasına rağmen nasıl oldu da abye üye oldu?Yılanın başı küçükken ezilmeliydi.TTK

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Türk'ü, Türke ait herşeyi yoketmeyi veya ele geçirmeyi hedef edinmiş olanlar, Uluslararası Hukuktaki HAKKANİYET prensip ve kurallarını da ortadan kaldırdılar. Doğadaki acımasız "Hak Kuvvetlinindir" kuralı geçerli olmaya başladı. Türk'ün karşısında AB sinden, ABD sine kadar büyük bir ekonomik ve kitlesel güç var. Bir de buna var olan Türk Devletleri arasına nifak sokarak onların bir ve beraber olmalarını engellemeye, senkronizasyonunu bozmaya yönelik ihanet çalışmalarını eklersek uğratılmak istendiğimiz zafiyetin ahvalini kolayca tespit edebiliriz. Önemli olan, zamanında Mustafa Kemal Atatürk'ün örneğini sergilediği ve başarısının sırrı olan onurlu DİK DURUŞ'tur. Çok önemlidir. Eylemin başlangıcıdır. İşte yazısını dikkat ve takdirle okuduğum Muhterem Salih Mehmet Ersoy bu dik duruşun gerekliliğini hissettiriyor yazısında.
Çok onurlu, dik duruşlu, ülküsü Türklük olan, aklı başında, düşünen ileri görüşlü, IQ sü yüksek yazarlarımız, düşünce adamlarımız ve insanlarımız var, ama bizim başarısızlığımız özellikleri böyle olan insanlarımızı YÖNETİCİLERİMİZ konumuna getiremeyişimiz, bizi yönetenleri hep AT UŞAKLARI arasından seçmemizdir. Lider dik duruşlu olunca, millet de ölü toprağından sıyrılacak ve dik duruşu devam ettirerek, kesinlikle hedefe gidilecektir.

At Uşaklığı hikayesi de kısaca şu; Kayı aşireti Anadolu'ya göçerken Aşiretin Reisi Ertuğrul Gazi hastalanmış ve aşireti yönetemeyecek duruma gelmiş, hemen oğullarını etrafına toplamış ve yerine geçecek oğlunu işaret edeceğini tebliğ etmiş. Demiş ki; "Aşiretin başına en küçük oğlum Osman geçecek, Ona biat edilecek." Emir kesin. Ağabey Gündüz Alp'in, "Emrin başımız üzre baba, Osman'a biat ediyoruz ve onu neden Aşirete reis tensip ettiğinin sebeplerini de biliyoruz." demesi üzerine Ertuğrul Gazi "Peki oğul, sence neden seçtim Osman'ı?" diye sorunca Gündüz Alp; "İçimizde bileği en kuvvetli odur, ata şahin gibi biner, oku en isabetli o atar, kılıcı en güçlü o sallar da ondan" deyince, Ertuğrul Gazi, "bilemedin oğul" der ve devam eder, "hepiniz bütün oğullarım kılıcımı, sadağımı taşıdınız, ata binerken sırtınıza bastım, bir tek Osman hariç, ben ondan su istemeye bile çekindim o dik duruşu nedeniyle." ve devam etmiş, "yani hepiniz bana AT UŞAKLIĞI yaptınız, Osman yapmadı, AT UŞAĞINDAN LİDER OLAMAYACAĞI İÇİN sizden birini değil OSMAN'ı seçtim." demiş.

Çok ders alınacak bu hikayeden sonra şöyle bir düşünün bilgi dağarcığınızda Atatürk'ten sonra bizi yönetenlerin AT UŞAKLIĞI babında konumunu, kimin kime at uşaklığı ettiğini, geçmişini, akibetini........
Ertuğrul Gazi'nin ne demek istediğini çözeceksiniz.

Allah Türk Ulusuna at uşaklığı yapmamış, dik duruş ve engin ileri görüş sahibi güzel değerlerle mücehhez Yöneticiler versin. Gerisi Milletimizdeki cevhere kalmıştır.

Saygılarla...

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Saygıdeğer kardeşim Sever 1010,

Yıllardır yazıyouz, hem de bıkmadan usanmadan. Biz yazmaktan usanmıyoruz, ancak bazı çevreler var ki, gerçekleri görmekten utanıyorlar. Ama varsın utansınlar, can bedende, umut Allah'ta olduktan sonra Güneş'in tüm Kıbrıs üzerinde doğuşunu beklemeye devam edeceğiz. Haklar verilmez alınır, biz bıkmadan usanmadan yokluk içinde mücadele ettik ve yavruvatanımızın yarısını anavatan Türkiye ile birlikte kurtardık. Darısı siz gençlerin başına.
Güney Kıbrıs haykırıyor, ben de özgür olmak isterim diyor.
Şimdi sıra siz gençlerde.
Ölmeden evvel tüm Kıbrıs'ta Güneş'in Doğuşunu görmek isterdim. Siz gençlere güveniyorum ve başaracağınızdan eminim.
Gazanız mübarek olsun.
Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar
18.05.2009

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Sevgili Salih Mehmet Ersoy, Aziz kardeşim,
Tasavvufa göre, ki benim de bir Müslüman Türk olarak kabul ve ikrar ettiğim gibi ölüm Allah'a kavuşmak olarak tanımlanan çok güzel birşey ama, yaşamak, Türk Ulusu'nun tüm vatanı üzerinde güneşin doğuşunu görmek için yaşamak da çok güzel, vuslata ulaşmak harika bir duygu. Ne olur bana varmadan ölümden bahsetmeyin. Beni çok duygulandırdınız. Sağolun, yaşayalım ve gençlerimizle birlikte güneşin "O güzel ve bir başka doğuşunu" birlikte izleyelim, bu tarif edilmez kutlu mutluluğu hep beraber yaşayalım.
Tanrı Bütün Türk'leri Korusun ve Yüceltsin.
Saygılarımla,
Bülent Baysal

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

K.K.T.C. sonsuza kadar yaşaması için yaşlı genç hepimiz sahip çıkarsak AB hayalinden (Hangi Ülkeyi parçalamadı) vazgeçersek en önemlisi bizm haklarımızı savunan idarecilerimiz de geriye dönüşü olmayan pazarlık yolundan vazgeçerlerse güneşin doğuşunu ömrümüzün yettiği sürece izlemeye devam edeceğiz. Salih Bey şu anda Kuzey Kıbrıs'ı yok etmeye çalışan Emperyalist güçlere bizim tek yapacağımız karşılarında dimdik durup bizim Vatanımıza sahip çıktığımızı göstermemiz gerekiyor. Aksi takdirde onlar bizim sessiz kalışımızdan dolayı hergün bizi yok etmek için oyunlarına devam ederler. Tüm yaptıkları yetmemiş gibi bir de Referandum yapmaya hazırlanıyorlar. (Halkımızı bir kez daha oyuna getirmek için en büyük tuzaklarıdır. İnşallah halkımız kurulacak oyuna boyun eğmez ve Vatanımız bize kalır.)

Cevap: ATAD Kararını Geçersiz Kılan, KKTC’nin İstimlâk Hakkıdır

Saygıdeğer kardeşim Bülent Bey,

Elbette ölüm Alllah'ın emri. Ancak bilirsiniz ki söz ölüm getirmez. Elbette Allah'ın bize lütfettiği ömrü yaşamak istiyoruz. Mutluyum ki,20 Temmuz 1974 tarihinde bizi yoktan vareden yüce mevlamın sayesinde yavruvatan Kıbrıs'ın yarısında doğan Güneşin doğuşuna şahit olduk. Ancak hala görevimiz bitmiş sayılmaz. Allah'tan tek dileğim, Özgürlük güneşinin tüm yavruvatanımız Kıbrıs'ın heryerinde doğması ve anavatanla bütünleşmesidir. Ben bu gün yetmiş dört (74) yaşındayım. Ben görmeyebilirim, ama genç kuşakların görmesi de en büyük dileğimdir.
Ya Türk Kıbrıs varolur, Ya Mücahit yaşamaz. Ben işte bu duygular içindeyim.
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin. Amin.
Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar
19.05.2009