30 Ağustos Zafer Bayramı

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI...

GÜNÜN ANLAMI VE ÖNEMİ
Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bizim de bunu kabul etmemiz isteniyordu.
Türk milletinin bu durumu kabul etmesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Amasya Genelgesi'nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920'de TBMM'yi kurdu. Böy-lece hem memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş oluyordu. Hem de Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oluyordu.
TBMM meclisi yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. "Misak-ı Millî sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşü"nden hareketle, düşmanla mücadele kararı alındı. Oluşturulan düzenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanıldı. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar'a büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeniden saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mustafa Kemal, or-dularına: "Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi.
Türk askeri, büyük bir azim ve fedakârlıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal'e "gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verildi.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.
1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikle-ri, büyük bir gizlilik içinde Batı cephesine kaydmld". İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silâhlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in başkomutan-lığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı.
Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık
Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
Büyük Tarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan temizlenmiş oldu. Hain düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline "dur" diyen ve kanımızın son damlasını akıtmadan yurdumuzu bırakmayacağımızı dünyaya ispatlayan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.

Türk tarihi zaferlerle doludur. Ama 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Dumlupınar Savaşı, Türk ulusunun yeniden dirilişidir.

Malazgirt Savaşı’yla (1071) 26 Ağustos’ta Anadolu’nun Türklere kapıların açan kahraman ordumuz; Başkomutanlık Meydan Muharebesi’yle de Anadolu topraklarının Türk Vatanı" olduğunu önünde durulmaz bir iradeyle düşmana ispatlamıştır. Ve yine ulusumuzun iradesiyle Cumhuriyet kurulmuştur.

Atatürk, ünlü "Nutuk"unda Kurtuluş Savaşı’nı anlatır. Her Türk yurttaşının okuması gereken Nutuk (Söylev)’da Atatürk savaşa nasıl hazırlandığımızı da anlatmaktadır.

O’ndan öğrendiğimize göre: Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Komutanı ve İnönü Savaşları kahramanı İsmet Paşa ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa büyük bir gizlilik içinde taarruz planlarını hazırlarlar.

1922 Ağustos ayında Türk Ordusu taarruza geçmek için, Kurmay heyeti’nce karar verilir. Mustafa Kemal, İsmet Bey, Fevzi Çakmak ve diğer paşalar ile kurmaylar; savaşı yönetmek üzere Kocatepe’ye gelirler.

26 Ağustos sabah, saat 05.30’da Türk topçu birlikleri Afyon’un güneyinden düşman siperlerini ateşle vurmaya başlar. Ardından piyadeler hücuma geçerler. Planlandığı gibi Büyük Taarruz devam eder ve düşman gerilemeye başlar, bozguna uğrayarak ikiye ayrılır.

30 Ağustos’a kadar düşman ordusu çembere alınır. 30 Ağustos sabahı, 1. Ordu ve avcı hatlarını ile 4. Kolordu’yu denetleyen Başkomutan Mustafa Kemal Paşa; saat 14.00’da Aslıhanlar yakınındaki "Komuta Karargâhından taarruz emrini verir.

Dumlupanır’da ordumuz düşmana son darbeyi vurur. Düşman askerleri kaçmaya başlar. Mustafa Kemal Paşa; kaçan düşman askerlerini kovalamak için, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!" komutunu verir. Yunan Başkomutanı General Tikopıs dâhil çok sayıda esir alınır.

Şahlanan Türk Ordusu düşman güçlerini İzmir’e kadar kovalar. 9 Eylül 1922 günü Türk Ordusu İzmir’e girer. Batı Anadolu’yu yakan yıkan düşman kuvvetleri canlarını zor kurtararak, geldikleri gibi gemilere binerek giderler.

30 Ağustos 1922 tarihi, Türk ulusunu esir etmek isteyen emperyalist güçlere karşı; kadınıyla çocuğuyla, ordusuyla topyekûn verdiği bir savaşın ve ulusal benliğini kurtardığı ve Zafer Destanı’nın yazıldığı gündür.

Bu mutlu günde, zaferi bize yaşatan Atatürk ve silah arkadaşları ile kahraman Türk Ordusu’na şükran ve minnetlerimizi sunarken, ulusumuza da Zafer Bayramı kutlu olsun...
_________________
milli hareket sitesinden alıntı

30 Ağustos'un Anlamı
Türk tarihi, hiçbir milletinkiyle kıyaslanamayacak ölçüde eşsiz zaferlerle doludur. Galibiyetimizle sonuçlanan büyük meydan savaşları genellikle ağustos ayına rastlamaktadır. Bunlar arasındaki iki zaferimiz, diğerlerine göre daha derin anlamlar ifade etmektedir: Malazgirt Meydan Savaşı ve Başkumandan Meydan Savaşı. Birincisi olan Malazgirt Meydan Savaşı ile Türkiye Devleti'nin temeli atılarak Anadolu'nun Türklüğü onaylanmış; ikincisi olan Başkumandan Meydan Savaşı ile de devletimiz yeniden kurularak ülke bütünlüğümüz sonsuza kadar parçalanmayacak şekilde sağlanmıştır.
Türk milleti, tarihte görülen ordu-milletlerin en üstünüdür. Ordu-millet, yüksek bir savaş yeteneği taşıyan, savaşta bütün bireyleriyle görev alan, yurt için ve büyük ülkülerin gerçekleşmesi uğruna baş koyan millet demektir. Ordu-milletimizin timsali "Mehmetçik"tir. O, savaşta er, barışta çiftçi ve işçidir. Halkımızı en iyi o temsil eder, en güzel şekilde o anlatır.
İstiklâl Savaşı da ordu-millet olarak kazanılmıştır. Millî Mücadele bütün bir milletin eseridir. Zaferi çoluğuyla, çocuğuyla, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla millet kazanmıştır. Kadınlar cephelere mermi taşımış, çocuklar dahi vuruşmalara katılmışlardır.
Vatanın karanlıklara gömüldüğü bu zamanlarda Müdâfaa-i Hukuk Cemiyetleri, çeteler, gönüllüler derken, millet kudretli bir önder etrafında toplanıvermişti. Oluşturulan orduda silâh ve kıyafet birliği yoktu. Fakat kalpler birdi, iman ve ülkü aynıydı. "Ya istiklâl, ya ölüm" parolası ile dile getirilen bu inanç, kudretini "Kuva-yi Milliye Ruhu"ndan alıyordu. Kuva-yi Milliye Ruhu, bir milletin var olma ve yaşama azmi, her şeyi yoktan var etme gayretiydi. Bu ruh ile tarihin en büyük kahramanlık destanları yaratıldı.
Üstün silâh gücüyle her şeyi yapabileceğini düşünen Avrupa yanılmıştı. Yunanlıların yaptığı tahkimat için "Türkler bunu altı ayda ele geçirebilirlerse iftihar edebilirler" diyen İngiliz Başbakanı Lloyd Corc, hücuma geçtikten altı saat sonra Türklerin burasını aldığını duyunca, oturduğu koltuktan düşmüştü.
İstiklâl Savaşı yalnız Yunanlılara karşı değil; işgalci, istilâcı, emperyalist bütün Batı dünyasına karşı kazanılmıştır. Onun temelinde Türk'ün istiklâl aşkı, hür yaşama arzusu vardır.
_________________
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun

Ataturk-29.jpg






Yunan saldırısı tüm şiddetiyle başladı 1920'de... Hedef, Türk'ün boynuna esaret kemendini takarak Batı Türkeli'ne sahip çıkmak...

Güzel yurt köşeleri elden gitti bir bir... Kanla yoğruldu kara toprak; kanla sulandı Afyo
n, Kütahya, Eskişehir...

Ancak düzenli ordularla "Dur!" denebilirdi düşmana... Ve bir ordu yaratıldı yoktan... Bir ordu ki; yediden yetmişe dek kadın, erkek...

Silah yokmuş, üniforma yokmuş, ayakta postal yokmuş; ne gam... Diş var, tırnak var, o yenilmez yürek var ya... Ölümüne saldırdılar düşmana...

Bu inançla yalnız düşman değil, Türk Milleti'nin ters giden talihi de yenildi İnönü'de...

Ardından yeni destanlar yazıldı sırasıyla... İşte Aslıhanlar, Afyon, Kütahya... İşte Eskişehir, Dumlupınar, Sakarya...

Türk Ordusu'nun Sakarya'da kazandığı zaferin bir başka benzeri yoktur yeryüzünde... Bu savaş, bir milletin kaderini değiştiren 22 gün, 22 gecelik yaman bir uğraştır. Bu savaş, insanlık duygularından yoksun, vahşi ve saldırgan düşmanın ensesinde patlayan Türk'ün demir yumruğudur. Bu savaş, haksız, şuursuz ve kirli bir istila emelinin, Sakarya'nın köpüren sularında boğuluşudur.

Bundan dolayıdır ki; tarih sayfalarında Sakarya Meydan Muharebesi'ne müstesna bir yer verilmiştir. Çünkü Türk Ordusu, Viyana'da başlayan amansız çekilmeye Sakarya'da "Dur!" demiştir.

Başbuğ Mustafa Kemal'in, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı kanla sulanmadıkça düşmana terk olunmaz!" komutundaki anlamı çok iyi kavrayan kahraman Türk Milleti "Ya istiklâl, ya ölüm!" parolasıyla mücadele etmiştir.

Vatanın bağrından düşmanı söküp atmaya kesin kararlı olan Türk Ordusu, bütün gücünü topladı Ağustos 1922'de... Artık her şey, Türklüğün haysiyet savaşına ve Akdeniz'i "İlk Hedef" gösteren kutlu başkomutanın Eskişehir'den İzmir'e kadar sürdüreceği kahramanlık yarışına kalmıştır...

Sabırsızlıkla beklenen Büyük Taarruz, 26 Ağustos sabahı günün ilk ışıklarıyla başladı. Patlayan toplar bütün dünyaya şu gerçeği haykırıyordu sanki:

"Duysun bunu kâinatta herkes, Türk'ün sesidir bu gürleyen ses!"

Başkomutanından en son erine kadar bütün bir ordu, Türk gücüne ve Türk yenilmezliğine olan büyük inançla tek vücut olmuş; baştan başa kin, boydan boya hınç kesilmişti. Bu yıllardan beri yok edilmek istenen Türk neslinin süngüleşmiş, mermileşmiş bir iradesiydi sanki...

Taarruz pek yaman sürüyordu 26 Ağustos'ta... Akşam olurken ordularımız düşman mevzilerinin bir kısmını ele geçirmiş; Ahır Dağı'nı bir mızrak gibi saplamıştı düşmanın bağrına...

Yunan mevzilerini teftiş eden bir İngiliz generalinin "Türkler bu tahkimatı altı ayda aşarlarsa, bir günde aştık diye öğünebilirler" dediği yer, dört gün gibi kısa zamanda geçildi. Parola kısa ve kesindi:

"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir... İleri!"

Eskişehir'den, Sakarya'dan, İzmir'den Yunan kaçıyordu... Kaç ha kaç... Kemal'in Askerleri kovalıyordu peşlerinden ta Afyon'dan beri; dört nala, çala kırbaç...

Artık zafer yakındı, uzansak tutacaktık sanki... Günlerce açlığa, susuzluğa meydan okumuş, umutla el birliği etmiş bir ordunun yalın ayaklarındaki sızıydı o zafer...

Yuvalarını, bebelerini terk ederek askere cephane taşıyan kadınların sırtındaki ağrıydı o zafer...

Evini, yurdunu, bağımsızlığını kaybetmesine ramak kalmış; kanlı gözyaşlarıyla cepheden haber bekleyen bir milletin sevinç çığlıklarıydı o zafer..

Ve biz, o zafer uğruna vuruşa vuruşa ölmeye ant içmiştik...

Sakarya boylarında her karış toprak, kahraman Türk'ün kanıyla sulandı, hamurlaştı. O topraklar Çanakkale kadar vatanlaştı, o kahramanlar Kür Şad kadar yüceldi, destanlaştı...

Son zafer kazanılmıştı artık... Kara bulutlar dağılıyordu üzerimizden... Gün bir başka doğuyordu o bilinmeyen tepelere...

Türk tarihinin akışı değişmişti 30 Ağustos sabahı... Başbuğ Mustafa Kemal'in önderliğinde vatan uğruna şahlanan Türk Milleti, Sevr Antlaşması'nı parçalayarak Kurtuluş Savaşı'nı kazanmış ve "TÜRK" adını taşıyan devletinin temeline ilk harcı koymuştu.

30 Ağustos Zafer Bayramı Türk'e kutlu olsun!
 

Ay Katun

New member
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
1,753
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ötüken Ormanı,Dişi Bozkurt Otağı
Web sitesi
www.kibris1974.com
30 Ağustos Düşü

Donduruyorum tertemiz güzelliğini denizlerin
virgs.gif

El-ele vermiş dostlukların minderinde
virgs.gif

Sarılıp kenetlenmiş yüreklerimizi
virgs.gif

Donduruyorum sevdamızı en güzel yerinde.

Donduruyorum kuş seslerini dallarda
Çiçek açmış erik ağacını yeşilinde
virgs.gif

Çocuklarımızı oyuncaklarıyla baş başa
virgs.gif

Donduruyorum seni
virgs.gif
gel diyen sesinde.

Donduruyorum yurdumun Atatürk kokan yıllarını
virgs.gif

İnsan güzellikleri yüklenmiş yüreğimde.
Kelebeklerin kanadını
virgs.gif
denizlerimin menevişini
virgs.gif

Donduruyorum içli bakışlarını gözlerimde.

Donduruyorum omuz-omuza 30 Ağustos sabahlarını
Yırtıyorum kapkara düşleri dişlerimle
virgs.gif

Kaldırıyorum şerefli bayrağımı yukarı-yukarı
virgs.gif

Donduruyorum kalelerin yücesine-yücesine.

Donduruyorum ki gün gelecek
virgs.gif
haydi diyeceğim;
Sileceğim yeryüzünden kirleri-pasları
virgs.gif

Fidanlarımız yeşerecek
virgs.gif
Ata'm gülecek elbet
virgs.gif

Donduruyorum ki gün gelecek
virgs.gif
salıvereceğim.


(Sadettin Deren)
 
Üst