Erenköy Hamaset Destanı

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ERENKÖY HAMASET DESTANI...
8 Ağustos 2008 KKTC'den hatıra. Sayın Ahmet Tolgay'a ait elimde Savalaş Bey'den iki adet köşe yazısı. "Destan'ın arka Yüzü" ve "TMT Günleri ile ilgili bir dokuman daha."
Dikkatli okudum. İçinde öyle bir cümle vardı ki, her iki makaleyi de özetliyordu. "Örneğin 1963'te başlayıp 64'ün ortasında tam bir faciaya dönüşen Erenköy Direnişi, gizli ayrıntılarından ayıklanarak bir "hamaset Destanı" olarak sunulmuştu resmi tarihimiz tarafından."
Bu gerçek bir destana karşı burun kıvırmaktan başka bir şey değildi. Destanı yaratan ve o zaman aklın önüne geçip destanı yaratan gövdeleri düşmana fırlatan hamasetlerden birkaçı şöyleydi.
Hamaset 1: Kıbrıs'ta "Kanlı Noel" yaşanırken, İstanbul kazan Kıbrıslı talebe kepçe idi. Sesimizi duyurmak, Kıbrıs'a soydaşlarımıza yardım ulaştırmak için her hareket bizce mubah idi. Toplum huzurunu bozan odaklar haline gelmiştik. Ancak haklıydık ve her pencereden alkış alıyorduk. Ders nedir, okul nedir bilmedik, gecelerce uyumadık.
Hamaset 2: O gün ceplerdeki harçlıklar toplandı. 7 otobüs, ver elini Antalya. Antalya'dan imkan arayıp, Kıbrıs'a çıkacağız. Arı kovanından çıkarcasına otobüsleri terk ettik. Yerleri inleten yürüyüşler, her pencereden alkışlar, bayraklar. Silah gerek. İşte silah dükkanı. Vur, kır, al. Av tüfekleri ile donandık. Jandarma çevirdi. Tornistan eski limana. Jandarma mendireklerden yeniden sardı. Taka'ya doluştuk. Antalya valisi konuştu en son. Haneye tecavüzden, gasptan, toplum huzurunu bozmaktan, hepinizi tutukluyorum. Son sözü: Gün doğmadan Antalya'yı terk etmek üzere yavruvatan hatırına sizleri affediyorum.
Hamaset 3: Ben makineli tüfek nişancısı, Ali yardımcı. Zirkaya'da son yarışma, ya Ali, ya da ben makineli tüfek nişancısı olacağız. Atışları yaptık hedeflere koştuk. Benim hedefte 11 isabet vardı, Ali'nin 9. Bu tersliği hiç unutamadım. Erenköy'de, o gece nöbette, Ali'ye sordum. Neden böyle? Abi dedi. Hatırlarsan şarjörleri ben doldurmuştum. İllaki ben nişancı olmak istiyordum, daha çok düşman vuracaktım. Karıştırdım 11'li şarjörü sana verdim.
Bu hamasetleri Antalya'dan Erenköy'e kadar sıralayabilirim. Vatan hasretine, heyecana bak...
Bu sene Antalya'daki Şehitler haftası sergisinde panoya şöyle bir şiir asılmıştı.
Kıbrıs Türk'ünün Erenköy efsanesi de bir kalın,
Bir silinmez çizgidir hafızalarda.
Erenköy şehitliğinde başlar, uzanır zamanımıza,
Zamanımızın da ötesine.
Kıbrıs Türk Toplumu bu efsaneyi,
Hep anıp hep gururlanacak,.
***
Bir millet tarihe soruyorsa,
"Nerede benim bir bölük tıbbiyelim,"
Tarihin cevabı;
Çanakkale'de Gelibolu'da hepsi şehit düştüler," oluyorsa,
Türk Milleti,
"Orda bir şan ve şerefin efsanesi yatar,"
Demekle haksız mıdır?
***
100 bin nüfuslu Kıbrıs Türk Toplumu tarihine sorarsa,
"Nerede benim 500 yüksek tahsildeki evlatlarım?"
Ve tarihin cevabı, "Erenköy'de vatan için intihara atladılar,
Şehitler verdiler" oluyorsa,
"Orda bir şan şerefin efsanesi vardır"
Demekte haksız mıyım?
İmza: Erenköy Destanını yaşayanların hepsi adına H.LAPTALI.
Erenköy topraklarına ayak basmış köylüsü, talebesi hepsi, tarihin sayfalarını dolduran, her övgüye layık birer hamaset kahramanı değil, gerçek kahramandır. Her şeyin sayesinde netice, KKTC'dir.
Bu yazıyı Yarbayım Sadi Eninaç (sonradan General) hürmetle ve coşkuyla anmak için yazdım. Mekanı cennet olsun, ruhu şad olsun.


Hoşça kalınız.

26 Ağustos 2008
Hüseyin Laptalı
 
Üst