Centilmenler Savaşı

AŞİNA

Dost Üyeler
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
2,406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Çanakkale gelmiş geçmiş en kanlı savaş olarak biliniyor
BÖLÜM BAŞLIKLARI
1 - Centilmenler Savaşı

2 - 18 martta ilk büyük saldırı

3 - Harekatın sonu: Anafartalar

4 - 25 nisan Anzak çıkarması


1914 yılında Avrupa dört yıl sürecek kanlı bir savaşın eşiğindeydi. Sömürgecilik ve milliyetçilik akımları kıtadaki gerginliği günden güne büyütüyordu.

Savaş kıvılcımını çakan ise Avusturya – Macaristan İmparatorluğu Veliahtı Arşidük Ferdinand’ın aşırı milliyetçi bir Sırp tarafından öldürülmesi oldu.

Saldırının üzerinden bir ay geçtikten sonra (28 temmuz 1914) Avusturya, Sırbistan’a savaş açma kararı aldı. Bu karar aynı zamanda I. Dünya Savaşı’nın açık bir ilanıydı.

Avrupa’nın doğusunda ise hızla kan kaybeden Osmanlı Devleti, Avrupalı rakiplerinin gözünde eski saygınlığını ve gücünü yitirmiş bir ‘hasta adam’ konumundaydı. Tarihin gördüğü en geniş sınırlara ulaşmış bu büyük imparatorluk, girdiği son iki savaştan yenilgiyle çıkmış ve uzun süredir yeni bir zafer kazanamamıştı. Tersine sürekli toprak kaybediyordu.

Osmanlı, I. Dünya Savaşı’nın başında İttifak ve İtilaf Devletleri olarak kutuplaşan kıtada bir saf tutma eğilimine girdi. Başta İtilaf Devletleri’ne yakınlaşan Osmanlı’nın bu planı Rusya engeline takıldı. Zira Osmanlı’nın müttefik olarak savaşa girmesi boğazlar ve İstanbul üzerinde planları olan Rusya için istenilecek bir durum değildi.

Ancak İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa, Rusya) için boğazların hakimi Osmanlı’nın karşı safta, Almanya’nın yanında yer alması da söz konusu olamazdı.

ÇANAKKALE BOĞAZI
65 kilometre uzunluğunda
En geniş yeri 5 bin 800 metre
En dar yeri bin 250 metre (Kilitbahir)
En derin noktası 106 metre
Yılın 12 ayı ters akıntı var
Çevrede yüksek ve kıvrımlı tepeler
Dört önemli plaj: Bolayır, Suvla, Arıburnu ve İlyas Burnu

Osmanlı savaş ilan ediyor

Osmanlı - Almanya yakınlaşması ise İngiltere'nin aldığı bir kararla hız kazandı.

İngiltere Osmanlı için hazırladığı iki savaş gemisini teslim etmeme kararı aldı. Yeni müttefiğiyle ilişkileri pekiştirmek isteyen Almanya da bu fırsatı kaçırmayarak Türkiye’ye zararın telafisi için iki yeni savaş gemisi önerdi.

Goeben (Yavuz) ve Breslau (Midilli) adlı bu savaş gemilerinin boğazlardan geçişine izin veren Osmanlı, bu kararıyla Almanya'ya daha da yakınlaştı.

Gemilerin 28-29 ekim 1914 gecesi Rusya'nın Odessa ve Sivastopol limanlarını topa tutması da açık bir savaş ilanı oldu.

Bu saldırıyla savaşın fiilen bir tarafı olan Osmanlı’ya önce Rusya, ardından İngiltere ve Fransa savaş açtı. Osmanlı I. Dünya savaşında birden fazla cephede savaştı. Ancak kuşkusuz bu cephelerin en önemlisi Türk ordusunun Alman ordusuyla aynı safta savaştığı Çanakkale’ydi.

Dünyanın gördüğü en kanlı savaş olmasına karşın bugün ‘Centilmenler Savaşı’ olarak anılan Çanakkale, harap olmuş Türk ordusuna güvenini geri kazandırdığı gibi savaşın her iki tarafı için de bir kahramanlık ve cesaret destanı oldu...

İngiltere’nin Çanakkale Cephesi kararı

İtilaf Devletleri için Osmanlı’nın açık savaş ilanı ‘gücünden korkulacak bir rakibin arenaya çıkması’ değil, ‘müttefiğe yapılacak yardımın kesilmesi’ anlamına geliyordu.

Zira o güne kadar boğazları tarafsızlık içinde yöneten Osmanlı’nın rakip haline gelmesi Rusya’ya müttefiklerden yapılacak yardımın engellenmesine ve Çarlık donanmasının Karadeniz’de sıkışıp kalmasına neden olacaktı. Bu nedenle Rusya’nın müttefikleri İngiltere ve Fransa vakit kaybetmeksizin Osmanlı’ya yönelik planlar üzerinde çalışmaya başladı.

Bu planlar arasında en cazip olanı kuşkusuz boğazların ele geçirilip İstanbul’un alınmasıydı. İstanbul’u ele geçirmek hem boğazın iki yakasına hakim olmak, hem Rusya üzerindeki baskıyı azaltmak, hem de düşmanı manen yıkmak demekti.

Çok geçmeden İngiltere’deki Savaş Konseyi, uzun tartışmaların ardından Çanakkale’ye harekat kararı aldı. Tartışmaların odak noktasını boğazların kara harekatı olmaksızın, sadece donanma gücüyle ele geçirilmesi oluşturuyordu.

Deniz Bakanlığı Birinci Lordu Winston Churchill, harekatın kara desteği olmaksızın başarıya ulaşacağını ileri sürerken, deneyimli Kurmay Başkanı Amiral Lord Fisher bunun mümkün olmadığında ısrar ediyordu.

Bir başka tartışma konusu da yine Churchill’in Çanakkale’de kullanılmasını önerdiği çağdışı gemilerdi. Dünyanın en büyük donanmasına sahip olan İngiltere’nin Çanakkale’ye eski gemileri yollamasına yine Lord Fischer karşı çıkıyordu.

Uzun tartışmaların ardından Churchill, Fisher’i ikna etti ve 28 ocakta son söz söylendi.

Türk ordusunun durumu

Trablusgarp ve Balkan Savaşları’ndan yeni çıkan Türk ordusu, bu önemli savaş kararının alındığı dönemde yorgun ve harap durumdaydı. Ordunun yeterli silahı ve cephanesi yoktu. Hatta askerlerin doğru düzgün üniformaları bile yoktu.

Bu dönemde Türk ordusu, boğazları savunmak için denize mayın döşedi. Kıyılarda da bu hatları koruyacak gizli mevziler oluşturdu.

İtilaf Ordusu’nun durumu

İstanbul’u kara harekatı olmaksızın ele geçirme amacında olan İngiltere, Çanakkale cephesi için Akdeniz’in gördüğü en büyük deniz gücünü topladı.

Zırhlılar, destroyerler, mayın tarama gemileri ve tekneler eskiydi, ancak yine de Osmanlı’nın modernize olmamış silahlarından daha etkiliydi. 14 savaş gemisi arasında en ihtişamlı olanı 15 inçlik toplarıyla Queen Elizabeth’ti. 15 inçlik toplar Türk menziline girmeden hedefleri vurabilme gücü anlamına geliyordu.

Amiral Guepratte komutasındaki Fransız donanması ise dört savaş gemisi ile yardımcı teknelerden oluşuyordu. Bu arada takviye güç olarak dünyanın dört bir yanından gelen İtilaf askerleri, Mısır’da konuşlandırılıyordu.
 

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
kutlubayragim9dl5cqqm4.gif


Bu planlar arasında en cazip olanı kuşkusuz boğazların ele geçirilip İstanbul’un alınmasıydı. İstanbul’u ele geçirmek hem boğazın iki yakasına hakim olmak, hem Rusya üzerindeki baskıyı azaltmak, hem de düşmanı manen yıkmak demekti.

O zamanları başaramadılar ama şimdi babalar gibi aramızda yaşıyorlar, hatta bazı yöneticileri bile yönetiyorlar.
 
Üst