Besi Atlarının Türk Ekonomisi ve Kültüründeki Yeri

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
DHA haber ajansının gazetelere yansıyan haberiyle, AB Uyum Yasaları çerçevesinde Türkiye�de özel mezbahalarda et kesilebileceği gündeme geldi. Bazı gazeteler bunu şaşırtıcı buldu. Aslında bu çok yerinde ve mantıklı bir teklif olarak görülmelidir. Çünkü, besi atlarının ekonomi, örf-adet ve sağlık konularında da bir çok faydaları bulunmaktadır.

Besi atinin ekonomiye katkısını önce izah edelim. Çok basit. Hali hazırdaki koyun, sığır, balık ve tavuk gibi et ürünlerine, at etinin de eklendiğini düşünürseniz, et pazarına yeni bir urunun girmesi elbette et fiyatlarında belli bir derecede düşüş sağlayacaktır. Çünkü ekonomideki arz-talep dengesi bunu gerektirir. Bu yüzden at etinin besin sektörüne kazandırılmasının ekonomik faydası olacaktır.

At eti sağlıklıdır. Çünkü, at nezih bir hayvandır. Her şeyi yemez. Otları bile yerken seçerek temizlerini yer. Bu sebeple at eti çok sağlıklıdır. Sığır eti ve hatta balık ve tavuk etine nazaran kolesterol oranı düşüktür. Unutulmaması gereken bir nokta da, besi hayvani ve binek hayvani olarak at birbirinden farklı ortamlarda bulunurlar. Orta Asya ülkelerinde besi için yetiştirilen hayvanlar, binek hayvanlarından ayrı tutulurlar. Onlardan binek ve yük tasıma hayvani olarak faydalanılmaz. Besi için yetiştirilen at sürülerine yılki denir. Ayrıca Kazak Türkcesinde at eti tabiri kullanılmamaktadır. Onun yerine yılki eti denmektedir. Bu da bize besi olarak yetiştirilen atin, binek hayvanlarından farklı olduğunu gösterir.

Ayrıca, kısrak sütünden yapılan kımızın bir çok hastalıklara iyi geldiği de bilinmektedir. Türklerin en eski içkisi sayılan kimiz Orta Asya'da yaygın olarak üretilip tüketilmektedir. Anadolu Türklüğü unuttuğu bu içkisine tekrar sahip çıkmalıdır. Hatta, Kazakistan'da fabrikalarda pastörize olarak üretilip şişelenen bu içki turunun dünya pazarlarına tanıtılmasına Türkiye onculuk etmelidir.

Attan besi hayvani olarak yararlanma geleneği Türkiye Türklerinde unutulduğu için Türkiye�de attan besi hayvani olarak bahsedilince hemen bir garipseme duygusu oluşmaktadır. Bazıları da ati sevdiklerini, hatta kutsal saydıklarını, bu yüzden onun yemeyi düşünemeyeceklerini söylemektedirler. O zaman bundan, sanki Orta Asya'da attan nefret edildiği için yenildiği olgusu çıkmaktadır. Oysa, atin ilk ehlileştirildiği mekan orasıdır. Bu yüzden belki dünyada ati Türkistanlılar kadar seven bir başka halk da yoktur. Bir hayvanin etini yemekle onu sevmek arasında bir bağ kurulamaz. Eğer öyle olsaydı, Türk halkı etini yediği koyun, sığır vs. hayvanlardan nefret ediyor olmalıydı. Oysa, Türk halkı bu hayvanları da sever, ancak yasamak için etlerini yemek zorundadır.

Aslında, Anadolu Türklüğü ati seviyor ve gerçekten ona değer veriyorsa, onun besi hayvani olarak yetiştirici ligini yaygınlaştırmak zorundadır. Niye mi? Çünkü, böyle yapılmadığı takdirde, Anadolu'da atların nesli tükenecektir. Simdi özellikle kırsal kesime bakin, Türkiye�de kaç tane köyde at besleniyor? Bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. At besleyen köylülerimizin sayısı gün be gün azalıyor. Belki beş on yıl sonra at besleyen hiç bir koy ve koylu bulamayacağız. Ati sadece hipodromlarda canlı göreceğiz. Neden? Çünkü, günümüz Türkiye�sinde atin hiç bir ekonomik değeri yok.

Eskiden gücünden faydalanmak için koylu at beslerdi. Arabasına koşardı veya ulaşım aracı olarak kullanırdı. Simdi motorlu taşıtlar yaygınlaştı. At ne arabaya çekilmekte ve ne de binek hayvani olarak kullanılmaktadır. Koylu bugünkü zor ekonomik koşullarda zaten sıkıntı çekmektedir. Onun üstüne kendine ekonomik olarak hiç faydası olmayan ati besleyip ayrıca bir masraf kapısı daha açmak istememektedir. O yüzden köylüler eldeki atları birer birer elden çıkarmaktadır.

Ama onun eti ve sütü için bir pazar olunursa, o zaman köylülerimiz tekrar at yetiştirmeye başlayacaktır. Böylece köylülerimiz at sürülerini gütmeye başlayacaktır. Köylerde at bollaşınca da, artık unutulan cirit oyunlarımız, at yarısı oyunlarımız canlanacaktır. Köylerde bugünlerde çocuklar at bulamadığı için ata binememekte, at ile ilgili milli sporları yapamamaktadır. Bu da bizdeki at kültürünün zamanla kaybolması demektir. İste bu besi ati yetiştirmenin örf-adetlere olan katkısıdır. At üstünde milli oyunlar oynayarak büyüyen gürbüz gençlerin de ülke kalkınmasına daha faydalı olacağı da inkar edilemez.

Sonuç olarak Türkiye, bugün Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde gelişmiş olan besi hayvani olarak at yetiştiriciliği konusuna ciddi olarak eğilmelidir. Bunun için özel at çiftlikleri ve mezbahalar kurulmalıdır. Besi hayvani olarak at yetiştiriciliğinin ülke ekonomisine ve kültürüne sağlayabileceği katkılar üzerine araştırmalar yapılmalıdır.
 
Üst