KKTC'den izlenimler (2)
BABA DENKTAŞ OLDUKÇA ENDİŞELİ...
8 Ağustos, Erenköy anma törenlerinde durum tespiti yapan ve günlük siyasete pek fazla karışmayan "CENGİZ TOPEL şiirime müthiş alkışlar. Protokolde Sayın Talat tarafından da içtenlikle tebrik edildim. Erenköy Mücahitleri Başkanı Kutlay Keço konuşmasını "Laptalı'nın dediği gibi artık 'Bekledim de de gelmedin, Göz yaşımı silmedin,' şarkılarını duymak istemiyoruz, şeklinde bitirdi.
Yeni Erenköy Belediye Başkanını, Erenköy Bölük Komutanı günün anlam ve önemine değinen ve KKTC'nin sonsuza dek yaşatılması gerektiğini vurgulayan konuşmalar yaptılar.
Sayın Talat ise, Erenköy Direnişi'nin Kıbrıs Türk'ünün varlığını bu adada pekiştiren en önemli kıvılcım olduğunu, burada verilen direnişin, bir halkın yapılabilecek her türlü dayanışmanın örneği olduğunu söyledi ve Erenköy Direnişi'nin askeri tarihin yanı sıra, siyasi tarihe geçeceğini, Türkiye ile her koşul altında dayanışma içinde olan Kıbrıslı Türklerin aldığı karşılıksız desteğin de bir örneği olduğunu belirtti ve;
Erenköy'de ortaya konan direniş, verilen şehitler Kıbrıslı Türklerinin geleceğe taşınmasında, geleceğe doğru kararlılıkla yürümesinde ve güven içinde hareket etmesinde önemli ipuçları sağladı.
Meseleye çözüm bulma sürecinde, büyük direnişlerle elde edilen haklar, görüşme masasında kurban edilecek mi endişesi oluşturmuş olabilir. Kıbrıs Türkleri Erenköy'de direnerek, bu direniş ateşini adanın her yanına yayarak, 1974 Mutlu Barış Harekatı sonucunda özgür bir ülkeye ve vatana kavuştular. Bu özgürlüklerini geleceğe taşıyacaklardır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Biz Kıbrıs Türk'ünün kazanılmış haklarını daha da ileriye götürmek ve dünyalı yapmak, bu direnişin hakkını vermek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz," dedi.
Doğrusu Sayın Talat'ın gurur verici bu konuşması sonucunda alkışlar yükseldi. Doğrusu herkes gibi ben de içtenlikle ve şiddetle alkışladım. Baba Denktaş da alkışlıyordu.
Ertesi gün Sayın Denktaş'ı ziyarete gittiğimde, Sayın Talat'ın Erenköy'deki konuşmasını hatırlattım. Fevkalade olumlu bulduğunu söyledi. "Ancak yapılan görüşmeler bu konuşmayı desteklemiyor. Beni endişelendiren taraf bu," dedi.
Sayın Talat, Tek devlet, tek egemenlik çerçevesinde anlaşıldığını yalanlamıyor. "Ben görev andıma sadığım. Bunun dışına çıkmam. KKTC'den vazgeçmiş değilim," diyor. Diğer taraftan sözcüsü Hasan Özçakıca, "Çerçeve çizilmiştir. Ama içi doldurulacaktır, diyor.
-Nasıl doldurulacak sayın Cumhurbaşkanım?
-Bilemem... Rumlar "Eredoğan'ı egemenlik konusunda yumuşattık. Türk tarafına ilk kez bu şekilde bir formül kabul ettirdik," diyorlar. Erdoğan geliyor (20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı) İki devletten iki halktan bahsediyor. Talat da aynı şeyleri söylüyor. Halkın istediğini konuşuyorlar. Hangisi doğru?
Hristofyas, "Evet federasyon olacağız. Tek Kıbrıs, tek halk, tek egemenlik olacak. İki egemenliği asla kabul etmeyiz. Yeniden Kıbrıs Türklerine Rumların, Ermenilerin, Maronitlerin, Latinlerin haklarını gölgeleyecek haklar verilemez, diyor.
-Sayın Cumhurbaşkanım, aynı endişeler, bizleri ve Anadolu halkını da tedirgin ediyor. Geleceğe ümitle bakamıyoruz.
-Bekleyeceğiz, göreceğiz.
KKTC'nin kaybedilmesi korkusu içinde yaşayan bu efsanevi lidere hürmetim sonsuzdu. Yavrusunun tehlike içinde olduğunu hisseden yaşlı bir aslan gibiydi.
-Gerekirse 1948 Lefkoşa Selimiye Meydanındaki konuşmanızdaki, "Halk dağlara çıkmalıdır," şeklinde bir sözünü tekrarlamalısınız, dedim.
-Şimdilik bekliyoruz dedim ya, dedi. Konuyu değiştirmem gerektiğini anladım.
-19 Eylül Gaziler günü sebebiyle Antalya'da yaşayan Kıbrıs Gazilerine derneğimiz tarafından plaket verilecektir. Sizleri de aramızda görmek isteriz, dedim.
-Memnuniyetle dedi ve ajandasına büyük bir hevesle "Cuma gününe geliyor," diyerek not düştü.
Onun bu yaştaki enerjisine hayrandım. Onu endişeleri ile baş başa bırakarak ayrıldım.
Not: Kimse enseyi karartmasın, KKTC ebediyete kadar yaşacaktır. Gerek Rum ve gerekse Türk tarafındaki anketler yüzde 90 öyle gösteriyor.
Hoşça kalınız.
21 Ağustos 2008
Hüseyin Laptalı